Batı dünyasından bahsediyorum.

1789 Fransa ihtilali ile şekillenen batı dünyası Trump’un açıklamaları sonrasında şaşkına döndü.

Bu tarihten sonra ‘üniter yapı, ulus devlet’ anlayışı ile şekillenen Avrupa ırkçılık illetinin ne anlama geldiğini birinci ve ikinci cihan savaşlarında öğrendi. Aslında benzer bir hatayı 17.yüzyılda yapmıştı Avrupa. 1618 yılında başlayan ve 30 yıl süren mezhep savaşları da bir nevi ırkçı politikaların ürünüydü. Ancak belli ki Avrupa bundan ders almamıştı.

Altında ekonomik sebeplerin yattığı birinci ve ikinci dünya savaşları ırkçı söylemlerle alevlendirildi ve milyonlarca insan hayatını kaybetti. Batının elindeki en tesirli silah ırkçılık…Tanktan, toptan, füzeden, atom bombasından daha tesirli… Batı son derece tehlikeli olan ırkçılığın sihirli etkilerini kendi üzerinde deneyerek buldu. Bir memlekette iç savaş mı çıkarmak istiyorsun, ırkçılığı körükle…

Kapitalist ekonomi sisteminin üreticisi batılı devletler iki dünya savaşında hırpalandılarsa da güçlenerek çıktılar. Her biri 4-5 yıl süren bu savaşlarla dünya, Avrupa ve Amerika’nın silah gücünü gördü. Kendilerine acımayanlar başkalarına da acımazlardı. Dünya halkları Avrupa ve Amerika’dan korktular.

Batılı devletler önce dünyayı korkuttular sonra ise soydular. Her iki savaştan sonra yeryüzü bu devletler arasında pay edildi. İngiltere, Amerika, Fransa, İtalya bu paylaşımdan en büyük payı alan devletler oldu. Koca Afrika, bereketli Hindistan, petrol fışkıran Orta Doğu bu ülkeler arasında paylaşıldı. Her şeyi ile soydular buraları. Suni çizimlerle kurdukları devletçikler eli ile kendilerine bağladılar tüm bu toprakları. Toprakların üstünde ve altında ne varsa alıp götürdüler memleketlerine. Bununla yetinmediler insanları da köle niyetine çalıştırdılar.

Ve nihayet dünya yavaş yavaş uyanıyor. Bazı Afrika ülkeleri Fransa’yı dünyanın gözü önünde alenen ülkelerinden kovdu. Amerika, İsrail sopası ile sömürdüğü Orta Doğu’da daha fazla tutunamayacağını anladı. En sinsi politikaların icatçısı İngiltere de artık eskisi kadar rahat değil.

Amerika’nın yeni başkanı Trump hayatı para olan bir işadamı. Birinci dönem başkanlığından sonra şimdi artık çok daha tecrübeli. Amerika’nın Orta Doğu’da saplandığı bataklığın farkına vardı. Şimdi gözünü kendi dindaşlarının topraklarına dikmiş durumda. Kanada ve Grönland’ı almaktan bahsediyor.

Bu söylem asırlık müttefikleri Avrupa’yı çok tedirgin etmiş durumda. Grönlünd Danimarka’yı ilgilendirdiği halde ses Fransa’dan geldi. Çünkü Fransa sıranın kendisine de geleceğinin farkında. Trump’un kendi sömürgelerine göz dikmesine engel olmak için şimdiden tavır geliştiriyor. Ama korkunun ecele faydası yok.

Tüm dünyayı sömürmeye doymayan batı şimdi kendisini yiyecek. Tıpkı Leylekler gibi. Anne leylek bir yavrusunun hayata daha hızlı tutunabilmesini sağlamak amacıyla diğer yavrusunu yuvadan atar. Genelde hangisi zayıfsa onu atarak ölümüne sebep olur. Amerika da yaşayabilmek için yavrularından bazılarını feda edecek. Şimdilik Danimarka ve Kanada ile başladı. Devamında hangileri var bekleyip göreceğiz.