Uzm. Dyt. Demet Nikbay

Uzm. Dyt. Demet Nikbay

Gribal Enfeksiyonlarda Beslenme Nasıl Olmalı?

Gribal Enfeksiyonlarda Beslenme Nasıl Olmalı?

İnfluenza virüsünün neden olduğu gribal enfeksiyonlar, genellikle üst solunum yollarını tutan, hastalığın seyrine göre akciğerlerde de etkili olabilen, yüksek ateş, baş ve kas ağrıları, öksürük gibi belirtilerle ortaya çıkan enfeksiyon hastalıklarıdır.

gribal-enfeksiyonlarda-beslenme-nasil-olmali.jpg

Bugünlerde çocuklarda sıkça karşılaştığımız hastalığın etkilediği diğer gruplar arasında yaşlılar, gebeler, kronik hastalığı olanlar ve sigara kullananlar gelmektedir. Bulaş riskinin yüksek olduğu dönemlerde, yani semptomların ortaya çıktığı ilk 2 gün ve devamındaki 5-6 gün hijyen kurallarına dikkat edilerek yayılması önlenebilmektedir.

Diğer enfeksiyon hastalıklarından farklı olarak tedavide en önemli basamak istirahat ve sağlıklı beslenme olmaktadır.

Beslenme hastalığın seyrinde ve sonrasındaki dönemde en önemli unsurdur. Vitamin ve minerallerden zengin, besin ögelerinin dengeli bir şekilde tüketildiği bir beslenme programı vücut direncini artırarak semptomların daha hafif şiddette hissedilmesini sağlayabilir.

Öncelikle bağışıklığımızı güçlendirmek için tam mevsimindeyken balık tüketmekle başlayabiliriz güçlü kalmak için. Somon, uskumru ve sardalya gibi yağlı balıklar omega-3 yağ asitinin zengin kaynaklarıdır. Sağlıklı bir pişirme yöntemiyle ve beraberinde tüketeceğimiz yeşillikler, ceviz, keten tohumu (östrojen artışına dikkat edilerek tüketilmeli)  ve chia tohumu eklenmiş bir salata ile de omega-3 alımını artırabiliriz.

Sağlıklı beslenme nedir? Sağlıklı beslenme ile ilgili merak edilenler

Turunçgiller, çilek, domates, kırmızı ve yeşil biber, roka, maydanoz, marul, brokoli, lahana, ıspanak gibi c vitamininden zengin besinlere, kabak çekirdeği, kırmızı et, hindi eti, sarımsak, yer fıstığı, ıspanak, karaciğer, mantar, süt ürünleri, yumurta, beyaz peynir, çavdar ve yulaf gibi çinko kaynaklarına beslenmemizde sıklıkla yer vermeliyiz.

Bulantı ve kusma gibi semptomların da varlığı sıvı tüketimini kısıtlamakta, yetersiz sıvı alımı bu dönemde kullanılabilen ilaçların atımını zorlaştırıp ödem artışını kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle zor da olsa günlük tüketilmesi gereken miktara dikkat edilerek yeterli sıvı tüketimi sağlanmalıdır. Suyun meyve kabukları ya da nane, maydanoz gibi yeşilliklerle aromalandırılması, ayran, kefir gibi proteinden ve probiyotiklerden zengin sıvılar tüketilmesi, meyvelerin suyunun sıkılarak içilmesi sıvı alımını artıran seçeneklerdir.

Yaşlılara 'susamasanız bile su için' önerisi

Yeterli ve dengeli bir beslenmenin yanı sıra düzenli uyku da etkili bir dinlenme sağlar. Yine hava şartlarının elverdiği ölçüde de düzenli egzersiz yaparak iyileşme sürecini kısaltabilir, bağışıklığımızı destekleyebiliriz.

Sağlıklı ve huzurlu günler dileklerimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Uzm. Dyt. Demet Nikbay Arşivi