Sanki ligin ilk yarısı, ikinci üçüncü maçı.

Sistem hala oturmamış, mevkiler ve görevler hala yerinde değil, ne hikmetse oturmayan özgüven hala ayakta...

Ne oynadık biz?

Rakibin! Antalyaspor karşısında bu oyun doğru oyun muydu?

Hala istatistiklere sığınıp "Elimizden gelen her şeyi yapmamıza rağmen olmadı" diyerek hala bu gidişatı mı savunacağız? 

Elbette deplasmanda kazanılan, hele ki rakibimiz ile alt sıralarda puan savaşı verdiğimiz bir anda gelen 1 puan kıymetlidir. Ama bize bu maçta 3 puan lazımdı. Sistem kurbanı olmaya devam ediyoruz...

Buraya kadar hemen hemen herkes böyle düşünüyor diye tahmin ediyorum. O sebeple sözü uzatmak istemiyorum. 

Biz bu ve benzeri Skor tabelasını sevmiyor, istemiyoruz. 

*

Bardağın dolu tarafına bakalım biraz da. 

Aslında dolu tarafı da yukarıda bahsettiğim durumla iç içe. Söyleyeceklerim bir tezatlık değil. Şöyle ki; takım olarak oturmayan sistem bizim belimizi ziyadesiyle büktü. Ama oyuncular bireysel olarak en iyisi için uğraşıyor. Başı çeken isimler haftalardır Johnson ve Milosevic olsa da, inişli çıkışlı performansıyla olmuyor dedirten Ömer Ali de en iyisini istiyor.

Bu pencereden bakınca ne oynadığımız belli olmasa da iyi oyun sergilemek çok ilginç geliyor bana. Pas trafiği iyi, koşular iyi, son kilit pas olmuyor... 

Son kilit pasa kadar geliyoruz, pas güzel, bu kez gol olmuyor...

Maalesef biz bu iyi oyunu golle sonuçlandıramıyoruz. Ama iyi oyun dediğimiz de şöyle oluyor; mevkisinde olması gerektiğini olması gerektiği an yapamamalarına rağmen, savunmada beş kişiyle adam kaçırmalarına rağmen, ileride gol pozisyonlarında bunu başaramamalarına rağmen istatiksel bir oyundan ibaret oluyor maalesef. 

Şut var, koşu var, toplama oynama var, pas var, ama gol yok, rakibin tehlikeli pozisyonlarında daha sağlıklı hamle yok, boşa kaçan yok, kaçınca gören yok... 

Bu da iyi skor, bu da iyi oyun diye diye olduğumuz yerde kalmaya devam ediyoruz. Artık sistem otursun, Kocaman bu sistem neyse oturtsun, futbolcular yenilerle eskilerle birlik olsun, ideal 11 Allah için belirlensin artık. 

"Cumartesi günlerinin takımı" olarak önümüzdeki iki iç saha maçında 6 puan almalı, "Büyü bozuldu" tweetinin hakkı verilmeli. 

*

Yeni transferlere gelince; Thuram sanki yıllardır bizim oyuncumuzmuş gibi ciddi uyum sağladı, fiziği iyi, bileklerine hakim, aklı ile ayaklarını orantılı ve doğru kullanıyor. Daha da iyi olacağına inancımız var. 

Guilherme daha iyi oynar oynamaz kestirmek mümkün değil ama mevkisinde daha iyi isimlerimizin olduğunu düşünüyorum. Bunu da zaman gösterecek. 

Mak. İstekli ve güçlü, özgüven sorunu yok gibi. Ama kaçırdığı o gol pozisyonu bizi tedirgin etti. Bu tür pozisyonlar noktasında malum tecrübeli bir kulüp, bir taraftara sahibiz. Bu tarz pozisyonlara çok şahit olduk. İnşallah korktuğumuz ve alıştığımız tekrar olmaz. 

Hurtado. O da bizim için yeni transfer sayılabilir. Ama hala beklenilen Hurtado o değil. Kalan maçlarda düzelmezse seneye durumu düşünülecek ilk isim olmalı. Bajic'ten falan evvel.

*

Artık yorulduk, iç saha dış saha fark etmez bize galibiyet gerek, büyük hedeflerle başladığımız sezon kabus gibi geçiyor. Uyanmak istiyoruz. Oyun iyi olsa da biz skor görmek istiyoruz. 

Skor tabelasına gol, hanemize üç puan yazdırmak istiyoruz. 

Özledik.