1985’de İletişim Fakültesine girdiğim yıl başladı meslek hayatım. Henüz 17 yaşında ulusal bir derginin ekonomi servisi ilk çalıştığım bölümdü. Sonra ulusal gazetelere, TRT’ye ve o dönem sinemanın kalbinin attığı yer olan Yeşilçam’a uğradı yolum. 

İslami ilk kanalın temellerinin atıldığı yıllarda Konya’dan aldığım teklife düşünmeden “evet” dedim. Ve kesintisiz 27 yıl çalıştım. Gözünü budaktan esirgemeyen tüm hayatını bir davaya adamış yirmisine ermemiş veya yirmili yılların başında oldukları halde her biri kırkını aşmış olgunlukta bir elin parmaklarını aşmayan sayıda genç arkadaşla birlikte her kare görüntüsüne, her kelime metnine hayatımızı verdiğimiz bir ömür... İçi mücadele, içi dram, içi acı, içi sevinç, içi başarı dolu bir ömür. Bize o kutsal emaneti teslim edenlere, millete ve hepsinden öte-hepsinden önde Yaradan’a mahcup olmama hassaseti ile kıldan ince-kılıçtan keskin köprü üzerinde geçen bir ömür...

Bu bölümü sizleri sıkmamak için ileride yazmak kaydı ile geçiyorum.

Bir asrın yarısını tam da yeni geçtiğim yani 50’den 51’e geçiş yaptığım şu günlerde adres değişse de aynı dava ve aynı yolda yeni şeyler söylemek gerekti. 

Aynı dava için birlikte mücadele ettiğimiz, aynı dikenli yollardan birlikte geçtiğimiz, her biri kendi alanında üstün başarılara imza atmış arkadaşlarım TÜRKİYE’NİN HABER DAİRESİ ile yeni bir destan yazmak için buluştu.

Türkiye ve dünya yeni bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Sosyal medya üzerinden yürütülen algı operasyonları ile darbeler yapılıyor, hükümetler yıktırılıp yeni hükümetler kurduruluyor, devletlerin sınırları değiştiriliyor, bir devletten birden çok devlet ürettiriliyor. Gazeteler okunmuyor, radyolar dinlenmiyor, televizyonlar izlenmiyor. Dünyanın güçlü istihbarat örgütleri internet medyası ve sosyal medya üzerinden dünya gençlerini dizayn ediyor. Bu özel kurgulanmış tehlikeli güç karşısında kitleler, milletler, devletler çaresiz kalıyor. 

Türkiye başta olmak üzere tüm müslüman ülkeler maalesef bu tehlikeyi çok geç gördü. İnternet ve sosyal medya ile ne yapılmaya çalışıldığını anlayınca artık iş işten geçmişti. Tunus, Libya, Mısır, Suriye, Yemen bu sinsi plana mağlup olan ilk ülkeler oldu. Türkiye bedelini gezi kışkırtması, Kobani ihaneti, 17/25 Aralık hukuk operasyonu ve 15 Temmuz hain darbesi ile çok ağır ödedi. Bunlar yaşanmamış olsaydı ihracatımız en az 250 milyar dolar kişi başına düşen milli gelir en az 15 bin dolar civarında olacaktı. 

İşin özeti Müslüman ülkeler gazetede, radyoda, televizyonda geciktikleri gibi internet medyasında ve sosyal medyada da geciktiler. Güçlü devletlerin güçlü medyalara sahip olduğunu, bizatihi özel de olsa kendi medyasını aleni bir şekilde desteklediğini ve medya gücünü devlet gücü ile konsolide ettiğini göremediler.

Türkiye’de hala internet medyası ve sosyal medya ile ilgili dört başı mamur bir hukuki düzenleme olmadığı gibi denetleyen bir kamu altyapısı da yok. Yine aynı şekilde buralardan elde edilen yüksek gelirlerden doğru dürüst vergi de alınmıyor. 

İşte bu dönüşüm sürecinde “gecikmeyelim” diyen bir sese ben de kulak verdim. HABER DAİRESİ’nden gelen o hayırlı gür sese...Tıpkı 27 yıl önceki hayırlı teklife düşünmeden “evet” dediğim gibi. 

Allah sağlıkla-imanla bir 27 yıl daha ömür verir mi, bilmem... Ben içinde doğduğum, içinde büyüdüğüm ve çağdaş tebliğ-çağdaş cihadın en yeni yöntemi kabul ettiğim medyanın bu sancılı dönüşümünde tercihimi yeni nesil medyadan yana kullandım. Bu dönüşüme kulak tıkayanların kaybedeceğine inanmaktayım.

Bu kentte ve bu ülkede hakkın ve doğrunun yanında, batıl ve yanlışın da karşısında olacağımdan emin olabilirsiniz. Bu ülkenin okulları, bu milletin imkanları bizi gazeteci yaptı. Emanetlerine sahip çıkacağımızı ve emanete hıyanet edenlerin de karşısında olacağımızın bilinmesini isterim. Siyasete Erdemliler Hareketi ile başlayan Sayın Cumhurbaşkanımızın erdemli siyasetçi anlayışını şiar edinen siyasiler dostumuz, erdemi ayaklar altına alan davaya söz, davranış ve eylemleri ile halel getiren siyasiler hasmımız olacaktır. Siyasette güzel ahlak, iş dünyasında helal kazanç peşinde koşanları övecek, gayrısını yapanları yereceğiz. 

Biz de kendimize bir 2023 vizyonu çizdik. Ülkemize, milletimize, değerlerimize, inancımıza savaş açanlara yeni nesil medyamızla ak-pak-inançlı-cesur haberdairesi.com ve tüm sosyal medya uzantıları ile savaşacağız. Vizyonumuz dijital medya da denilen yeni nesil medyada, dünya yeni medyaları ile aşık atacak güce ulaşmak olacak.

Bizimle birlikte hayatını medyaya vakfetmiş 1990’ların çocukları birikim ve tecrübeleri ile milenyumun yeni nesil medya gençliğini yetiştirecek ve ömürleri yettiğince onlara ışık tutacaktır. 

Bu vesile ile dışarıdan da olsa HABER DAİRESİ oluşumunun yanında olacağımı, kalbimin onlarla birlikte atacağını, yazı ve analizlerimle karınca kararınca destek olmaya çalışacağımı söylemek isterim. Bu kutlu yolculukta bize inanan, bize güvenen, bizi destekleyen tüm takipçilerimize mahcup olmamayı Rabbimden dilerim. Hayırlı olsun.