Çinlilerin bedduası tuttu
Çinlilere ait bir beddua var.
Çinliler birine kızdıklarında, “tuhaf zamanlarda yaşayasın” şeklinde beddua ederlermiş.
Sizce de öyle değil mi, tuhaf zamanlarda yaşamıyor muyuz?
Pandemi ile birlikte dünyanın dengesi değişti.
Artık hiçbir şey eskisi gibi değil.
İnsanlar virüs kapma endişesi ile evlerine kapandı. Daha bireysel bir hayat tarzı ön plana çıktı. İlginç meslekler oluştu. Kimi fakirleşti, kimi zenginleşti. BioNTeck aşısını bulan Türk asılı doktorlar Uğur Şahin ve eşi Özlem Türeci bir yıl gibi kısa bir süre içerisinde dünyanın en zenginleri arasına girdi.
Gıda ve enerji fiyatları yükseldi. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde enflasyon 2-3 kat arttı. Ardından beklenmedik bir şekilde iki kardeş ülke birbirine girdi. Savaş tüm dünyayı etkiledi. Yarım asırdan bu tarafa “savaş sadece islam devletlerinde olur” şeklinde oluşan kanı yıkıldı. Bu sefer savaşın iki tarafı da Hristiyan. Üstelik aynı mezhepten, aynı ırktan.
Daha ilginci ise iki Hristiyan devletin barışmasını sağlayacak anahtar bir Müslüman devletin elinde. Herkes ‘bu savaşı bitirse bitirse Türkiye bitirir’ diyor.
ABD öncülüğündeki batının tek silahı ‘ekonomik ambargo’. Her meseleyi ekonomi ile çözeceklerine inanan kapitalist batının tezi çürüdü. Dünya her şeyin ekonomi olmadığını anlamaya başladı. Hiçbiri konuşmanın ötesine geçip de savaşa müdahale etme cesaretinde bulunamadı.
Koca şair Akif’in, ‘tek dişi kalmış canavar’ benzetmesi ne kadar da doğru imiş. Bu savaşın böyle devam etmesi ve çözümün batı dışında bir adreste aranması, ABD öncülüğündeki batının dünya hegemonyasının bittiği anlamına geliyor. Avrupalılar, kendilerinden olmaya çalışan dindaş komşularını Rusya’nın saldırılarından koruyamadılar. Dünyanın en büyük silahlı gücü NATO, Rusya’ya karşı etkisiz kaldı. Kendini yeryüzünün tek süper gücü ilan eden ABD, rakibi Rusya’ya diş geçiremedi.
Gelelim Türkiye’deki fiyat artışlarına.
Fiyat artışları haklı bir gerekçeye mi dayanıyor, yoksa herkes kafasına göre elindeki ürüne zam mı yapıyor? Hammadde fiyatlarındaki artış ile mamul madde arasındaki fiyat artışları orantılı değil. Bu işte bir yanlışlık var. Şeker fiyatındaki artışı hiç kimse ‘hammadde fiyatları aşırı arttı veya maliyete etki eden unsurlarda yüksek artışlar oldu’ şeklinde açıklayamaz. Fabrikalar, geçen yılın fiyatları ile Eylül-Kasım ayları arasında aldıkları şeker pancarını birkaç ay içerisinde şekere dönüştürdü. Fabrikaların çalıştığı dönemde henüz Ukrayna-Rusya savaşı başlamamış ve enerji fiyatları makul seviyedeydi. Şimdi fiyatı neredeyse 3 kat kadar artan şeker fiyatını ne ile açıklamalı?
Daha birçok üründeki yüksek artışa da anlam vermek mümkün değil.
Zincir marketler bir süre öncesine kadar ‘ucuzluk merkezleri’ olarak biliniyorlardı. Şimdilerde ise fiyat artışlarını körükleyen spekülatörler olarak anılmaya başlandı. Artık hiç kimse zincir marketlere güvenmiyor.
Çinlilerin bedduası tuttu gibi. ‘Tuhaf zamanlarda yaşıyoruz.’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.