Fiyat artışlarındaki köpük
Evet, enflasyon var. Evet, seçim öncesi vaatler rüzgarının olumsuzluklarını yaşıyoruz. Ama bu olumsuzlukların miktarı, oranı bu kadar mı olmalıydı? Seçim öncesinde hükümet, sert bir şekilde bütün sektörleri uyararak fiyatları aşırı bir şekilde arttırmamaları yönünde ikazlarda bulunuyordu. Ancak şimdi bakıyoruz, herkes kafasına göre fiyat arttırıyor ama hükümetten de bir ses yok. Olmaz böyle bir şey.
Ben şahsen şu anda piyasadaki birçok ürün ve hizmetin fiyatının %30 oranında köpük olduğuna inanıyorum. Peynirin fiyatı son 1 veya 2 ay içerisinde neredeyse %50 oranında arttı. Keza yumurtanın fiyatı da aynı oranda arttı. Peki nedir peynire veya yumurtaya %50 oranında zam yaptıracak etken? Bunun sebebini birisi bana söyleyebilir mi? İki ay içerisinde neye %50 oranında zam geldi de peynirin fiyatı 80-100 lira aralığındayken 130-150 aralığına, yumurta 50-60 aralığından 100-110 aralığına yükseldi? Biri bana bunun sebebini söylesin.
Şimdi önümüzde bir seçim daha var. Biz hükümetin dikkatli olmasını, muhalefete uymamasını, seçimi kazanma hırsıyla olmayacak vaatler vermemesini kendilerinden bekliyoruz. Aksi takdirde EYT'deki ve memur maaşlarına yapılan aşırı artıştaki sorun farklı bir şekilde yeniden piyasaya yansıyacak ve her şey iki katına çıkacak.
Öte yandan kış geliyor, fakire, fukaraya yardımcı olmak gerekiyor. Evet, Türkiye'de çok şey yolunda, siyasi istikrar var, fazlaca sıkıntı yok ama bu artışlar insanları düşündürüyor. Böyle devam etmesi halinde inanın bu kışı çıkartmak özellikle dar ve orta gelirler için çok zor olacak. Bakınız yüz binlerce insan deprem bölgesinde, konteynerlerde yaşıyor. Devletimiz elinden geleni yapıyor, depremzedeleri ev sahibi yapmak için ama öyle kolay değil. Bu sene yapılıp bitecek olan 20-30 bin civarındaki konutlar yetmeyecek bu bölgedeki insanlara. Evet, çok kısa bir zaman içerisinde bu evler yapıldı ama unutmamak gerekiyor ki yüz binlerce insan evsiz ve barksız. Bundan dolayı fiyat artışları noktasında insaflı olmak gerekiyor. Devletin yükü ağır, devlet depremden dolayı 100 milyar dolarlık bir zararın olduğunu ifade ediyor. Bu zararı bir şekilde hep beraber ödeyeceğiz, bu zarara ortak olacağız. Bu zararın telafi edilmesi için elimizden geleni yapacağız. İşte bunun yolu da önüne gelenin kafasına göre etiketleri değiştirmesi, çeşitli şekilde fiyatları arttırması değil.
Hükümet denetimleri sıkıştırmalı, kötü niyetli insanların etiketlerde yaptığı haksız oynamalara fırsat vermemeli. Maaşları aşırı yükseltmek çözüm değil. Maaşlar artınca herkes ürettiği mal ve hizmetin fiyatını yükseltiyor, enflasyon azıyor, insanlar sıkıntı çekiyor, artırılan maaşlar fiyat artışları karşısında eriyor. Bu kısır döngüden bir an önce çıkmamız gerekiyor. Aksi halde dar gelirli grup ile sabit maaşlılar için yaşam çok zorlaşacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.