Özgür Özel’in gizli hesabı
Cumhuriyet Halk Partisi’nin içinde bulunduğu kriz, artık gizlenemez bir hale geldi. Parti içi kongrelerde ortaya çıkan şaibe iddiaları, belediye başkanlarının çeşitli suçlamalarla yargılanması ve en önemlisi CHP’nin kendi içinden yükselen itirazlar, yönetim kademesinde büyük bir zaafiyet olduğunu gözler önüne serdi. Bugün CHP, bir yandan bu krizleri yönetmeye çalışırken, diğer yandan da gündemi değiştirmek adına eline yüzüne bulaşan bir boykot kararıyla uğraşıyor.
Özgür Özel’in, rüzgar CHP’nın lehine eserken bile köklü bir huzursuzlukla karşı karşıya olduğu aşikar. CHP içinde, kongre süreçlerinde delegelere yapılan baskılar ve iddia edilen satın almalar nedeniyle ciddi bir güven bunalımı yaşanıyor. Öyle ki, Özel bizzat kendisi, süreci yönetebilmek adına olağanüstü kongre kararı almak zorunda kaldı. Bu kararın arkasında yatan sebep ise gayet açık: Parti içindeki meşruiyet tartışmalarını bastırmak ve kendisini koltuğa daha sıkı bağlamak. Ancak bu hamle, sorunları çözmek bir yana, CHP’nin iç çekişmelerini daha da görünür hale getirdi.
Boykot: Çıkmaz Sokak
CHP’nin içine düştüğü açmazı aşmak için başvurduğu son yöntem ise bir boykot çağrısı oldu. Ancak bu çağrının amacını ve etkisini sorgulamak gerekiyor. Bir yanda parti içi kargaşa sürerken, diğer yanda belediyelerdeki yolsuzluk iddiaları gündemi meşgul ederken, CHP bu konuları unutturmak adına hedef şaşırtmaya çalışıyor gibi görünüyor. Amaç, “Bizim kongremizle uğraşmayın, yolsuzluk iddialarımızı konuşmayın, bunun yerine boykot meselesini tartışın” demek olabilir mi?
Ancak bu strateji de pek başarılı olmuşa benzemiyor. Türkiye’de insanlar, farklı siyasi görüşlere sahip olsalar da aynı mahallede, aynı sokakta, aynı apartmanda birlikte yaşarlar. Seçim zamanı herkes kendi partisine oy verir ama günlük hayatta bölünmeyi, ayrışmayı istemez. Hele ki, firmaları “yerli ve milli” diye etiketleyip hedef almak, halkın ekonomik tercihlerine müdahale etmek büyük tepkiyle karşılanır. Zira Türkiye’de insanlar, kimsenin kendilerine neyi alıp neyi almamaları gerektiğini dikte etmesini sevmez.
Üstelik bu boykot çağrısının hukuki boyutları da CHP için sıkıntı oluşturabilir. Firmaların ismen hedef alınması, ticari faaliyetlere açık bir müdahale olarak yorumlanabilir. Nitekim önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili hukuki adımların atılması da şaşırtıcı olmayacaktır. Yani CHP, gündemi değiştirmek için attığı bu adımla, tam tersine kendisini daha büyük bir tartışmanın içine sürükledi.
Özgür Özel Kime Çalışıyor?
Tüm bu yaşananları bir araya getirdiğimizde, Özgür Özel’in esas hedefinin CHP’yi bir çıkışa taşımaktan çok, kendi liderliğini pekiştirmek olduğu izlenimi doğuyor. Kongrelerde yaşanan şaibeleri gölgelemek, iç muhalefeti susturmak ve boykot gibi hamlelerle tartışmayı başka alanlara çekmek, aslında partiyi yönetme kabiliyetinin sorgulanmasına neden oluyor.
Ne var ki, Özgür Özel için işler pek de yolunda gitmiyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nu beğenmeyen CHP tabanı, bugün gelinen noktada “Acaba onu mu arar hale geldik?” diye sorgulamaya başladı. CHP içindeki gerilim, bu gidişle daha da büyüyecek gibi duruyor. Peki, Özgür Özel gerçekten CHP’yi mi düşünüyor, yoksa kendi koltuğunu mu sağlamlaştırmaya çalışıyor? Bunu bilmemek için siyaset cahili olmak gerekir. Uyan CHP’li… Oyuna gelme.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.