Amerika; besler, büyütür, yer…
Amerika Birleşik Devletleri İran’ı en kilit noktasından vurdu.
Daha ötesi yok.
Kasım Süleymani, İran için üst düzey bir komutandan çok fazlasıydı. Hamaney’in bir numaralı adamı olduğundan dolayı devlet nezdindeki itibarı yüksekti. Halkın ise efsane kahramanıydı.
Trump, seçim yılında popülaritesini yükseltmek için yapılabilecek en büyük şovunu yaptı. Amerika’nın yarım asırlık düşmanını can evinde vurdu.
SSCB’nin 1989’da Glasnost ve Perestroyka (Açıklık ve Yeniden Yapılanma) açılımından sonra dağılması Amerika’yı düşmansız bıraktı. Düşman korkusu ile birlik ve beraberliği sağlayan Amerika kendine yeni düşman olarak İslam’ı seçti. 1991’deki ilk Irak müdahalesi ile başlayan süreç farklı şekillerde devam ettirilerek bu güne getirildi.
Amerika, 1980’da başlayan ve 1988’de sona eren İran-Irak savaşında Irak’ı tuttu. Saddam’ın Irak’ını her türlü silahla teçhiz edip büyüten Amerika’dan başkası değildir. Ardından, Kuveyt’e saldırtarak Saddam’ın pilini çekti. 1990 ortalarında Kuveyt’i işgal eden Saddam’ı katil, despot, cani ilan eden Amerika her dönemde figüran görevi gören koalisyon güçleri ile birlikte Şubat 1991’de Mart 2003’te Irak’a müdahale ederek Saddam’ın saltanatını sona erdirdi.
Amerika’nın bölgesel yönetim tarzı dünyanın her tarafından böyle olmuştur. Afganistan’da Taliban, Suriye’de DAEŞ, Amerika’nın vekâlet savaşçılarından başkası değildir. Keza Türkiye’deki FETÖ, PKK ve uzantıları da benzer amaçlarla Amerika tarafından kullanılan örgütlerdir.
Özetle Amerika doğurur, besler, büyütür ve zamanı geldiğinde yer.
İran da öyle midir?
Amerika İran ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynamaktadır. Dün Irak ile savaştırırken de bugün Süleymani’yi öldürürken de aynı şeyi yapmaktadır. Ne güçlenip büyümesini, ne yok olup gitmesini istemektedir. Bölgede bir denge unsuru olarak tutmakta, gerektiğinde kullanmaktadır.
İran’da birlik ve beraberliğin harcı Şiilik mezhebidir. Halkının üçte birinden fazlası Türk olan İran, Fars kökenlilerle, Türkler ve diğer azınlıkları, Şiilik tutkalı ile bir arada tutmaktadır. 1.7 milyar müslüman nüfusun 200-250 milyon kadarı Şiidir ve İran merkezli yönetilmektedir. Kendilerini total nüfus içerisinde azınlık gören Şiiler varlıklarının devamını aşırı mezhep ırkçılığında görmektedirler. İran yönetimleri asırlardan bu yana bu ırkçılığı körükleyerek var olmaya ve güçlü kalmaya gayret etmiştir.
Şii-Sünni ayrımını müslüman dünyasının yumuşak karnı gören Amerika bölge politikalarını bu ayrışım üzerinden yürütmektedir. Amerika için bitmiş tükenmiş bir İran değil, Demoklesin Kılıcı gibi Sünni dünyanın üzerinde dolaşan bir İran muteberdir. Bu yüzden ne ondurmakta ne öldürmektedir. Son yapılan da budur. Trump’un dün yaptığı açıklama aynı stratejinin devam edeceğini göstermektedir. Amerika bu strateji ile bir taraftan iki blokun müntesipleri arasında düşmanlık oluştururken diğer taraftan İran korkusu yayarak zengin körfez devletlerine miadı dolmuş silahlarını satmaktadır.
Bu politika aslında İran’ın da işine yaramaktadır. On yıllardır Amerika’ya kafa tutar gibi yapan İran bu yolla hem kendi kamuoyunu hem de dünya üzerindeki Şii kitleyi diri tutmaktadır. Sünni dünyaya ise korku salmaktadır. Anlaşılacağı gibi… Alan memnun-satan memnundur.
İran’ın ‘nükleer silah yapma’ çabaları ise Amerika’nın dünya kamuoyuna kendini haklı göstermek için sunduğu modası geçmiş gerekçelerinden biridir. Öyle olmasaydı Trump, 5+1 müzakereleri sonucu İran ile varılan anlaşmayı bozmazdı.
Bir de İsrail meselesi var. Hem İran hem de İsrail birbirlerinin bir numaralı düşmanı gibi görünüyor. Gün geçmiyor ki ikisi de birbirini tehdit etmesin. İran devriminden buyana tam 41 yıl geçti. Daha birinin birine fiske vurduğunu görmedik.
Amerika- İsrail- İran münasebetlerinde o kadar çok soru işareti var ki?
Ancak şu da bir gerçek ki, İran diğer birçok ülke gibi kolay yutulabilecek bir lokma da değil. Amerika sindiriminin zor olduğunu biliyor ve yutmayı pek düşünmüyor. Majör bir durum oluşmadıkça üç bilinmeyenli Amerika-İsrail-İran denklemi aynı konjonktürde devam edecek gibi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.