Nurettin Bay

Nurettin Bay

Suriye'de yolun sonu...

Suriye'de yolun sonu...

Mustafa Tatlısu’dan yıllar önce dinlemiştim. Konya’nın sevilen meczuplarından Çorapçı Mustafa, ağzında düdük Mevlana Kavşağındaki trafiği düzenlemeye çalışıyormuş. “Sen geç…sen dur.. sen sağa dön.. sen sola dön… sen geri dön…düt…düt…düt…”  Beş dakika içerisinde trafik kilitlenmiş. Meczup Çorapçı Mustafa düdüğü attığıyla kayıplara karışmış.

Hani derler ya “bir deli kuyuya taş atar, kırk akılı çıkaramaz diye”. Doğu blokunun yıkılmasıyla birlikte küresel meydanda yalnız kalan ABD’nin yaptığı aynen böyle. SSCB yıkılalı tam 30 yıl oldu. 30 yıldan buyana tüm dünya ABD’nin kuyulara attığı taşları çıkarmakla meşgul. Afganistan, Irak, Tunus, Libya, Filistin, Kuzey Kore, Venezuela, Yemen, İran….

Şimdi yenisi ekleniyor. Bundan 8.5 yıl önce Suriye kuyusuna attığı DEAŞ taşı da bunlardan biri. Şimdi diyor ki, “Türkiye güvenli bölge oluşturmak amacıyla Kuzey Suriye’ye girecek. Biz bu savaşı desteklemiyoruz ve içerisinde yer almayacağız. ABD güçleri doğrudan bu bölgede bulunmayacak. Son iki yıldan buyana yakaladığımız DEAŞ teröristlerinden de Türkiye sorumlu olacak”.

Bunun tercümesi şu, “yıllarca DEAŞ bahanesi ile kuyuya attığımız taşları çıkarma görevi Türkiye’nin”. Anlayacağınız, 8.5 yıllık süren savaşın faturası Türkiye’ye çıkarılmaya çalışılıyor. Amaçları belli. İsrail’in güvenliği için yıllardan buyana tüm İsrail komşusu ülkeleri birbirleri ile çarpıştırarak zayıf hale düşürdüler. Şimdi sıra Türkiye’ye geldi.

Başkan Erdoğan bunun farkında. Türkiye tüm hazırlıklarını buna göre yaptı. Onların bir hesabı varsa, Türkiye’nin de bir hesabı var. Hepsinden öte Allah’ın da bir hesabı var. Oynanan kanlı oyunların, öldürülen masumların, memleketlerinden sürülen garibanların, anasız-babasız bırakılan öksüz ve yetimlerin ahı o oyunları da oyunları oynayanları da yakıp küle çevirecek.

ABD; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ta Obama döneminde dile getirdiği “güvenli bölge” formülüne şimdilik kerhen de olsa “evet” demiş gibi görünüyor. Ancak o güvenli bölgenin kurulabilmesi için kuyuya atılan diğer taşlardan da temizlenmesi gerekiyor. ABD’nin yıllardır Suriye Demokratik Güçleri paravan adıyla oluşturduğu YPG/PKK taşlarından...  O kadar çok ki o taşlar, sayısını tahmin etmek mümkün değil. 8.5 yıldan buyana DEAŞ ile mücadele ediyorlar diye YPG/PKK terörist yapısına binlerce uçak, yüzbinlerce kamyon silah ve mühimmat yardımı yaptılar. Türkiye’nin “tüm bu silahları kime, niye getiriyorsunuz, amacınız DEAŞ ile mücadele ise teröristlerle işbirliği yapacağınıza bizimle işbirliği yapın, sizin stratejik müttefikiniz biziz” itirazlarını ise duymazdan geldiler.

Şimdi ise “biz karışmıyoruz, siz ne yapacaksanız yapın” diyorlar. Duyun da inanmayın. Belki askerleri orada olmayacak, ama beyinleri, planları, fikirleri, istihbaratları orada olacak. Ama korkunun ecele faydası yok. Türkiye baştan buyana orada oynanan ve oynanması muhtemel oyun ve  senaryoları biliyor. Stratejisini ve planlarını ona göre oluşturmuş durumda. Tıpkı Fırat’ın batısında olduğu gibi, doğusunda da terör bataklığını kurutacak. Bu yolla hem güney sınırlarının güvenliğini sağlamış olacak hem de bölgede zulüm altında inleyen tüm insanları özgürlüğüne kavuşturacak. Bununla da yetinmeyecek Türkiye’deki milyonlarca Suriyeliyi o bölgede iskân edecek. Allah ordumuzun ve milletimizin yardımcısı olsun.

ABD’nin “tavşana kaç, tazıya tut” politikaları Şeytan’ın Bedir savaşında müşriklerle olan diyaloğunu hatırlattı. Kur’an-ı Kerim’de konu şöyle anlatılıyor. "Hani şeytan onlara işleyip durdukları (kötü işlerini, fena niyet­lerini) süsleyip, ‘Bugün insanlardan size üstün gelecek yoktur ve ben de sizi destekleyici bir yardımcıyım!’ demişti de iki ordu birbirlerini görüp karşılaşınca, (bu defa) topuğu üzerine gerisin geri dönerek şöyle demişti; ‘doğrusu benim sizinle ilgim yoktur; sizin göremeyeceğiniz şeyleri görüyorum.’ Hem doğrusu ben Allah’tan korkarım, Allah'ın vereceği ceza şiddetlidir.»"( Enfal Suresi, Ayet 48)

Meczup Çorapçı Mustafa ile ABD’nin yaptığı arasında bir fark var. Çorapçı Mustafa bilmeden yapıyor, ABD bilerek, isteyerek, arzulayarak ve planlayarak yapıyor. Ama inanıyorum ki ABD de, işbirliği yaptığı terör örgütleri de Enfal Suresi 48. ayetteki akıbete uğrayacaklardır. YOLUN SONUNA GELMİŞ BULUNMAKTAYIZ.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurettin Bay Arşivi