Yüz yıl önce, yüz yıl sonra…
Yılın son günü.
Miladi olarak bir yılı daha geride bıraktık.
İster miladi say, ister hicri, ister rumi. Değişen bir şey yok. Giden ömürden bir yıl.
Sadece Türkiye değil dünya zor bir yıl geçirdi. Savaşlar, kargaşalar, gözyaşı, hüzün…
Ne ister ki insan insandan… Niye onun kötülüğünü ister. Niye hemcinsini öldürür.
Bizim aklımızla bunun nedenini bulmamız mümkün değil. Çünkü böyle bir durumda akıl duruyor, beyin stop ediyor, irfan ortadan kalkıyor.
Yüce kitaba sığınmaktan başka çare yok.
“Derken şeytan onların ayaklarını kaydırarak, içinde bulundukları nimet yurdundan çıkardı. Biz de: 'Haydi, dedik, birbirinize düşman olarak yeryüzüne inin! Siz orada belirli bir süre ikamet edip yararlanacaksınız.'”(Bakara 36)
İlahi kader bu. Kalem böyle yazmış.
Ancak bilinmelidir ki, ‘düşmanlık-kin-haset-nefret’, şeytani arzular. Allah haşa insanın birbirine düşman olmasını istemez. Allah kulundan, ‘insanlık-kardeşlik-iyilik-hoşgörü-güzel haslet’ ister.
Kul’a düşen ‘belirli bir süre ikamet edeceği’ bu geçici yurdu, barış yurduna çevirmek.
Şöyle bir bakalım dünyaya.
Hangi ülkeler, hangi liderler bu geçici yurdu barış yurduna çevirmek için uğraş veriyor.
Amerika mı? Avrupa Ülkeleri mi? Rusya mı? Çin mi? Körfez Ülkeleri mi?
Trump mu? Merkel mi? Putin mi? Şi Cinping mi?
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Peygamberimizin dünyaya geliş dönemini anlattığı şiirinde olduğu gibi değil mi dünya?
“Bir kere de, ma'mure-i dünyâ, o zamanlar,
Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi.
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zemînin
Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi.”
Mehmet Akif’in yüz yıl önce yazmış olduğu dünyadan ne farkı var bugünün dünyasının? Dişli ülkelerin dişsiz ülkeleri yediği bir dünyada yaşamıyor muyuz? Müslüman dünyasının da en büyük hastalığı ‘tefrika’ değil mi?
İslam’ın hakim olmadığı dünyanın, Peygamber öncesi dünyadan ne farkı var?
Anayasası Kur’an, yol göstereni Peygamber olmayan dünyanın cahiliye döneminden farksız olduğu hakikatini iliklerimize kadar yaşıyoruz. Bilenler biliyor. Bilmeyenlere öğretme sorumluluğumuz var.
Koca Şair’in tanımladığı dünya ile bugünün dünyası arasında tek bir fark var. Türkiye…
Haktan, barıştan, kardeşlikten, adaletten yana çırpınan bir Türkiye…
Dünyanın en çok mültecisine ev sahipliği yapan bir Türkiye…
Kardeşinin imdadına gücü yettiğince koşmaya çalışan bir Türkiye…
Mazluma kol kanat geren bir Türkiye…
Ve zulüm çağının modern Firavunlarının yüzüne ‘dünya beşten büyüktür’ şeklinde haykıran bir Musa.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.