Nurettin Bay

Nurettin Bay

KONYA’YI KAYBETTİK, HÜKÜMSÜZDÜR!

KONYA’YI KAYBETTİK, HÜKÜMSÜZDÜR!

KONYA’YI KAYBETTİK

H Ü K Ü M S Ü Z D Ü R.

İçine doğmadım ama içime doğdu bu şehir...

Yaşamaya değer bulduğum müstesna özellikleri vardı;  içime doğan, içimi ısıtan…

Geçmiş 32 yılını bilirim bu güzel ilin.

Dindardı, muhafazakârdı, milliyetçiydi.

Esnafı namaz vakti açık kapının önüne bir tabure kor camiye koşardı. Kapılar açıktı ancak tek bir ürün çalınmazdı.

Ramazan’da hizmet veren lokanta sayısı 1’i, 2’yi geçmezdi. Onlar da hastalara ve yolculara hizmet vermek için açıktı. Hassasiyeti ifade için pencere camlarını gazete kâğıtları ile kapatırlardı.

Cami kürsülerinde gönüllere ferahlık veren hocalar haykırırdı.

Dünyanın herhangi bir noktasında Müslümanlara reva görülen bir haksızlık önce Konya meydanlarında telin edilirdi.

Milli ve manevi değerlere el-dil uzatan olduğunda ilk Konya ayağa kalkardı.

Anadolu’nun muhafazakar yapılı illerinin gözü kulağı Konya’daydı. Önce Konya ayağa kalkardı sonra Anadolu…

Zengini, orta hallisi, fakiri, yöneticisi, başkanı, vekili, bürokratı, işadamı Konya gibiydi. İnançlı, vakar sahibi, dürüst, mütevazı… Sokakta yürürken kimin zengin, kimin fakir, kimin amir kimin memur, kimin patron kimin işçi olduğu anlaşılmazdı. Zengin ile fakir aynı mahallede aynı sokakta otururdu.  Zengin çocuğu ile fakir çocuğu aynı okulda okurdu.  Zengin mahallesindeki fakiri kollardı.

Aracın plakası 42 olmasa da Gonyalı olduğu anlaşılırdı Konyalıların il dışında… Yüzlerinden, konuşmalarından, giyim-kuşamlarından…

Anadolu severdi Konya’yı. Örnek alırdı. Batıdaki bazı kıyı şehirleri ise mesafeli idi bu şehre… Bu mesafeli duruşu umursamazdı Konyalı, aksine gurur duyardı kendisiyle…

CHP zihniyetli iktidarların cezalı kentiydi. Üvey evlattı. Yatırım yapılmaz, öcü gözü ile bakılır, hep kötü örnek gösterilirdi. Onlara göre yobazdı, gericiydi, irticacıydı…

Malum medya iftira atmak için birbiriyle yarışırdı, bu kente…

İçkinin en az tüketildiği il olması resmi rakamlarla (TEKEL-MEY İÇKİ)  ispatlı olduğu halde ‘Türkiye’nin en fazla içki tüketilen ili’ ilan edilirdi. İşin kötü tarafı bu yalana Konyalılar da (yazık) inanır ve kendilerini savunmak için dünya kadar çaba sarf ederlerdi.

İmamın keçisi çalınır ama medya onu ‘Konya’da imam keçi çaldı’ diye yazardı.

Devlet yardımı almadığı ve dışarıdan yatırım gelmediği halde müteşebbis ruhluydu Konya… Kendi helal imkânları ile neler üretmedi ki? Gıda, otomobil yan sanayii, tarım aletleri, ayakkabı, döküm sanayii…. Ama bunu ne Ankara görürdü, ne medya…

Tüm bu güzellikleri kaybetmek üzereyiz. Belki de kaybettik.

Gazete ilanı ifadesi ile ‘hükümsüz’ kılmamak için bir şeyler yapmalıyız.

Kafeler, sosyal yaşam biçimimizi değiştiriyor.

Gazino sayısının artışı ile asayiş olaylarındaki artışın doğru orantılı olduğu biliniyor.

Genç kalabalıkların dolaştığı cadde ve meydanlar insana ‘burası Konya olamaz’ dedirtiyor.

Madde bağımlılığı almış başını gidiyor.

Cami cemaati azalıyor, eğlence yerlerinin müdavimleri artıyor.

Zenginler güvenlikli duvarlar arasındaki konforlu sitelere veya villalara adeta kendilerini hapsetmiş durumdalar.  Fakirlerin, kimsesizlerin hali sorulmuyor. İşin ironisi, zenginler konforlu sitelerinde pahalı  lüks oyuncakları ile oyalanadururken hayatı ıskaladıklarının farkında değiller. Fakirler ise doğayı ve hayıtın tüm güzelliklerini doyasıya yaşadıklarının… Dün herkes mutluyken, bugün herkes mutsuz.

Çelişkiler, anlamsızlıklar, mantıksızlıklar hat safhada…

O eski Konya’yı arıyoruz.

Kaybettik. Hükmü yok artık.

Bir il kendisini diğer illerden farklılaştıran özelliklerini kaybederse, kaybolur. Diğerleri ile aynı kefeye konur. Bir değeri, kıymet-i harbiyesi kalmaz.

“Gez dünyayı, gör Konya’yı” diyenler maddi güzellikleri için mi söylediler, yoksa sahip olduğu değerleri için mi?  Bence sahip olduğu değerleri için söylediler. Eğer o değerleri hayatta tutamazsak, görülecek bir Konya da kalmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
25 Yorum
Nurettin Bay Arşivi