Vakıf medeniyetini anlamak…
İslam medeniyeti aynı zamanda bir vakıf medeniyetidir. Vakıf kültürü peygamber efendimiz dönemi ile başlamıştır. Resûlullah efendimiz, vefat ettiğinde, geride bindiği beyaz katırı, silâhı ve yolcular için vakfettiği arâzisi dışında, herhangi bir altın, gümüş, köle, câriye veya başka bir şey bırakmamıştır. (Buhârî, Vesâyâ, 1)
Hz. Ömer, Hayber’de ganimet olarak sahip bulunduğu değerli bir arazisini peygamber efendimizin, “Aslını alıkoy, gelirini tasadduk et. ” yolundaki tavsiyesine uyup satılmamak, hibe edilmemek ve miras kalmamak şartıyla ihtiyaç sahiplerinin hizmetine sunmuştur. Hz. Osman da yine Resûlullah’ın yol göstermesiyle Medine’deki Rûme Kuyusu’nu satın alıp bütün müslümanların yararına tahsis etmiş, Hz. Ali bir arazisini ve Yenbu‘da bir su kaynağını vakfetmiş, Hâlid b. Velîd savaş aletlerini ve atlarını diğer sahâbîler de ev ve arsa gibi mülklerini vakıf haline getirmiştir.
Vakıf kültürü Osmanlı döneminde dünyada eşi bulunmayan bir kurumsal kimliğe kavuşturulmuştur. Osmanlı şehirleri vakıf eserleri ile donatılmış, insanların ihtiyaç duyduğu her hizmete vakıflar eli ile ulaşabilmek mümkün olmuştur. Vakıf medeniyeti bir kardeşlik, bir paylaşma medeniyetidir. İmkânı olanın elindekini, imkânı olmayan ile kardeşlik hukuku çerçevesinde paylaşmasıdır.
Vakıf medeniyeti, kapitalist dünya görüşüne ait vahşi ekonomik sistemin panzehridir. ‘Rabbena hep bana’ zihniyetinin çekilemez hale getirdiği sosyal hayatın ilacıdır. Vakıflar haftası arifesine denk gelen ziyaretinde Konya Vakıflar Bölge Müdürü Nurullah Osmanlı’dan yeni şeyler öğrendim. Uzun sohbetimizde iki şey dikkatimi çekti.
Birincisi vakıf sistemi ekonomisi. Vakıf hukukunda, vakfedilen tüm unsurların en verimli şekilde ekonomiye kazandırılmasının şart olduğunu söyledi Osmanlı… Yani vakfedilen imkân, mal ve emtia piyasa koşullarında en iyi şekilde işletilecek. Çünkü vakfedenin amacı zaten o. Özetle, vakfedilen mal en iyi şekilde değerlendirilecek ki, vakfeden amacına ulaşsın. ‘Nasıl olsa vakıf malı, kirası düşük olur, istediğim gibi kullanırım, bakımını yapmazsam da kimse ses çıkarmaz, vb ’ şeklindeki düşünce sakat bir düşünce. Vakıflara ait her şeyin günün koşullarına uygun olarak değerlendirilmesi şarttır.
Bu, beraberinde bir medeniyetin inkişafını da getiriyor. Vakıflar amacına uygun çalıştıklarında sosyal adalet sağlanıyor, devlet çarkları daha iyi işliyor, toplumsal huzur ve mutluluk yakalanıyor. Kötü işletildiklerinde ise tersi… Meseleye bu gözlükle baktığımızda durum o kadar değişiyor ki, insanın fevri dönüyor. Daha iyi anlıyor kendi medeniyetini… Allah bu medeniyetin oluşumuna katkı sağlayan herkesten razı olsun.
Dikkatimi çeken diğer konu ise, hayatın her alanına hükmeden vakıfların kurulmuş olması. Anladım ki, bir medeniyet öyle kolay kurulmuyor. Sadece insana hizmet etmekle saadet sağlanmıyor. Hayatımızı birlikte paylaştığımız tüm canlıları düşünmek gerekiyor. Ecdadımız öyle yapmış. Daha fazla zamanınızı almadan Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bastırdığı ‘İlginç Vakıflar’ isimli eserinden birkaç vakıf aktarayım.
Yetim Çocukları ve Öğrencileri Pikniğe Götüren ve Hüsn-ü Hat öğreten Vakıf, Hafızlık Okuyan Öğrencilere Güveç İkram Eden Vakıf, Kitap Tamir Eden Vakıf, Öğrenciye Kiraz ve Üzüm Yediren Vakıf, Köy Ahalisinin Bağ ve Bahçelerini, Hayvanlarını Koruyup Gözeten Vakıf, Askere Harçlık Veren Vakıf, Mahalle Halkının Vergisini Ödeyen Vakıf, Cami Cemaatine Bal Şerbeti ve Karpuz İkram Eden Vakıf, Ahaliye Aşure ve Kahve İkram Eden Vakıf, Hanımlara Misafirhane Yaptıran, Kerbela Şehitleri Ruhları için Aşure Dağıtan Vakıf, Hac Yolunda Su Dağıtan ve Hasta Nakli Yapan Vakıf, Güvercin Kulesi-Güvercinhane Yaptıran Vakıf, Hayvanlara Su İçiren Vakıf, Müslümanlara, Hıristiyanlara ve diğer Din Mensuplarına İzzet ve İkramda Bulunan Vakıf, Müslümanlara ve Gayrimüslimlere Mezar Yeri Tahsis Eden Vakıf, Camiye Kandil, Tezyinatlı Eserler ve Devekuşu Yumurtası Koyan Vakıf, Mahalle Kaldırımlarını ve Lağımları Tamir Eden Vakıf…
Günümüz insanlarının aradığı huzur ve mutluluk ‘Vakıf Medeniyeti’ni anlamaktan geçiyor. Keşke bu güzel medeniyeti tüm insanlara duyurabilsek… Bize düşen Vakıflarımıza sahip çıkmak. Daha da geliştirip büyütmek. İnanın o zaman dünya başka bir dünya olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.