Puan kayıplarında ucuz fatura pişmanlığı...!
Konyaspor, son iki haftada kaybettiği 5 puanla zirve yarışında büyük yara aldı. Trabzon karşısında alınan mağlubiyet ve iç sahada 'rahat yeneriz' dediğimiz Kasımpaşa maçındaki puan kayıplarının nedenlerini takım savunmasına bağlamak gerektiğini düşünüyorum.
Özellikle rahmetli Ahmet’in yerinde oynayan Adil’in top kayıpları ve son maçta Abdülkerim’den beklenmedik bireysel hatalar, puan kayıplarını da beraberinde getirdi. Abdülkerim için söylenecek fazla bir şeyin olmadığını düşünüyorum. Çünkü sonuçta o da bir insan ve hata yapabilir, ayrıca hata yapma lüksü ve halâ inşallah bir daha kullanmak istemediği kredisi de var.
Ancak Adil, Ahmet’in rahmetli olmasından sonra aldığı formayı çok acemice yaptığı top kayıplarıyla, aldığı sorumluluğu bireysel olarak kullanamamasıyla tüm eleştirilerin odağında olmasına neden oldu.
Ligin ilk yarısında en az gol yiyen takım olan Konyaspor’un takım savunmasının önemini kupa maçı dahil oynadığı son maçlarda gördük. Son 3 maçta 11 gol yemesindeki sorunun sorgulanarak masaya yatırılması, düşünülüp önlem alınması, kalan maçlar için halledilmesi ve çözüme kavuşturulması gereken öncelikli bir madde olduğunu düşünüyorum.
İlhan Hoca’nın her ne kadar belli etmese de yönetime mesaj olarak Adil’de ısrarcı olduğu aşikâr. Kulübün mali yapısı tabi ki önemli ve Sayın Başkan Fatih ÖZGÖKÇEN de bu konuda oldukça başarılı olsa da ortada görünen lig ikinciliği ve hatta Trabzon maçı öncesinde alınacak skorlara göre lig şampiyonluğu bile matematiksel olarak devam eden bir durum söz konusuydu.
Birkaç maçtır savunmada görünen hatalar sebebiyle bu iddiamızdan uzaklaşmanın ,tamamen Ahmet Çalık’ın yerinin doldurulmadığı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Çok önemli bir sezonda çok önemli bir puan sıralaması varken bu tür gerçekleri göz ardı ederek kupadan elenmemize, Trabzon’a mağlup olmamıza ve iç sahada Kasımpaşa’ya iki puan kaptırarak bırakın ikinciliği alttan gelen takımların tehdidiyle yüz yüze olmayı ben tamamen yönetime yazarım. Oyuncuyu bulup da ucuzu olsun zihniyeti, ama onu bile yapmaması ya da yapamaması nedeniyle oluşan puan kayıplarının acı faturası, ligin ikinci yarısında başkanın önüne gelmeye başladı. Sanırım kendisi de pişmandır. Burada ben Adil’i yerden yere vurmak istemesem de bu sorumluluğu kaldıramayacağı açıkça görülüyor. Çünkü kendisine verilen bu görevi yapmak için en başta özgüveni yok. Maç içinde hata yapma korkusunu yaşayan Adil, ligde kalan maçlar için yeterli bir oyuncu değil. Salı günü erteleme maçıyla birlikte İlhan Hoca’nın bu konuda nasıl bir tasarrufu olacağını en çok merak edenlerdenim. İlhan Hoca ''Elimdeki malzeme bu, yapabileceğim en fazla bu kadar'' deyip, tribünleri boş bırakan taraftarlar gibi boşvermişlik içerisinde de olabilir. Ama asla ve asla insanlığı ve karakteri buna kesinlikle izin vermez. Fakat yapabileceği bir şeyde olmadığı için elindeki malzemeyi en doğru biçimde, nasıl kullanabilirimin cevabını bir an önce bulmalı...
Çünkü artık Trabzon aldı başını gidiyor. Ülke puanı izin verirse, ön eleme bile olsa Şampiyonlar Ligi’ni kulüp tarihinde ilk kez yaşayacak ve yaşatacak hoca olma gururunu taşıyacak olan Palut, böyle bir durumda sezon sonu transfer politikası için yönetime karşı biraz daha kararlı olmalı. Ancak Şampiyonlar Ligi için dünya yıldızlarını toplayıp bu sezon Beşiktaş’ın yaptığı gibi takım içi dengeleri bozmamak kaydıyla tabi. Bunları konuşmak için henüz erken bile olsa kulübün ve İlhan Hoca’nın scoud’ları şimdiden kolları sıvamalı. Çünkü ben takımın Avrupa’yı bu saatten sonra kaçırmayacağını, Konferans Ligi bile olsa Avrupa macerası yaşayacağını düşünüyorum.
Ligde ise kalan maçlarda Adil’in yerine yabancı kısıtlamasının tasarrufunu nasıl kullanacağını, en iyi defans hattının nasıl oluşacağı tabi ki hocanın takdiridir.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.